Buruciye Medresesi Türbesi


Sivas’ta 1271 yılında yapılan ve günümüze ulaşan üç büyük medreseden biri olan Buruciye Medresesi, Anadolu’da gelişen eyvanlı medreseler içinde bütün unsurlarının birbirlerine oranlarının iyi ayarlanmasıyla planı en başarılı eserlerden birisidir. Vakıf medresede bir müderris, üç muid ve 30 fakih (öğrenci) bulunmasını şart koşmuştur. Mescid için zikredilen görevliler, bir kütüphane memuru ile medreselilerin ücretleri için İlbeğlü nahiyesindeki Eskiköy’ün gelirlerini vakfetmiştir (1). Kitabedeki kayda göre gelir vakfı yalnız bu köyden ibaret ise, bunun geliri fazla ve büyük bir köy olmalıdır.
Halk arasında Hacı Maksud (Hacı Mes’ud) adıyla bilinen medrese, bazı kayıtlarda ise Muzafferüddin Gazi adıyla geçmektedir (2). Giriş kapısının solunda mavi ve siyah çinilerle süslenmiş türbede, medresenin bânisinin ve çocuklarının kabirleri yer alır.
Medresenin inşa kitabesi taç kapı kavsarası üzerindedir (3). “Bu kutsal medrese, Allah onun devletini daim kılsın, Kılıçarslan oğlu fetih babası büyük Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Allah’ın rahmetine muhtaç zayıf kul Muzaffer bin Hibetullah Burucirdi (Allah onu ve bütün Müslümanları bağışlasın) tarafından 1271 yılında yapıldı.” Taçkapı kemerinin sağında ve üstte Besmele, kapı cephesi ve solunda Al-i İmran suresi 18.ayet ve 19.ayetin baş kısmı yazılıdır. Kapının sağındaki nişin üstünde iki kabartma daire içinde “Allah’a güvenen Hibetullah oğlu Muzaffer” yazısı ve soldaki nişin üstünde iki kabartma daire içinde “Allah’a tevekkül ettim” ve “şeref Allah içindir.”, yazıları yer almaktadır. Kapının cephesinde Al-i İmran suresinin 18. Ayeti, üst taraftaki üç yarım daire içinde ilimle ilgili iki hadis bulunur. Bina cephesinin sağ ve sol taraftaki saçak altlarında iki dua yer almaktadır. Medresenin revaklı avlusunda sekiz mermer sütuna dayanmış iki revak kavislerinin köşelerinde sekiz daire şeklinde madalyon içinde bina inşa kitabesi benzeri bir kitabe yer almaktadır. Doğu yönündeki ana eyvan cephesinde ise bitkisel motifler arasında Ayet-el Kürsi yazılmıştır. Ayrıca ana eyvan kemer üzengi hizasında üç cephede devam eden ve sol tarafının çoğu kırılmış olan yazıda cömertlikle ilgili bir dua bulunmaktadır. Türbe içersinde, girişin karşısındaki duvardan başlayarak dört duvarda devam eden kitabe ise kulun Rabbine yakarışında aczin samimiyetle ifadesini aksettirir. “Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla. Allahım!..Beni sana yaklaştıracak bir amelim, onunla sana yol bulacağım bir sevabım yok. İhtiyacım, yalnızlığım, yokluğum, perişanlığım çok arttı. Garipliğime merhamet et. Bu çukurumda bana yoldaş ol. Ancak sana sığındım, sana güvendim. Cömertlerin cömerti ve merhamet edicilerin en merhametlisi sensin. Ey Rabbim nurunu üzerimizde tamamla, bizi affet, şüphesiz ki senin gücün her şeye yeter. Ey Rabbim, biz sana tevekkül ettik, bizi aydınlat; dönüş sanadır. Bu türbe zayıf, garip ve tek başına kalmış faziletli Hibetullah oğlu Muzaffer el Burucirdi kulunundur. Allah, onu, ebeveynini ve bütün müslümanları affetsin. Onu ahirette saadet ve cennetle mükafatlandır. Allah’ım ona yalnızlığında dost ve yabancı oluşunda da rahmetli ol. Kim benim türbemi ve odamı değiştirip bozarsa Ey Allah’ım sen onun düşmanı ol. Allah’ın tüm meleklerin ve insanların laneti onun üzerine olsun.”
-----
(1)İlbeyli / Elbeyi Yöresi, halkın; “Üst başı Kavlak, alt başı Yanalak” diyerek sınırını çizdiği ve Sivas’ın güneybatısında iskân edilmiş 42 köyden oluşur. Bu köyler Şarkışla ve Sivas toprakları arasında yer alır.
(2)Sönmez Serpil, Tahrir Defterlerine Göre XV ve XVI. Yüzyıllarda Sivas Şehir Merkezi, Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2007
(3)KOCABIYIK Safiyullah, Sivas’ta Selçuklu Döneminde Yer alan Kitabeler, Yüksek Lisans Tezi, Erciyes Üni., Kayseri, 2002