19. yüzyılda yaşamış Kadirî tarikatı şeyhlerindendir. Hakkında yeterli malumat yoktur. Yazdığı 32 sayfalık Risale-i Bahru'l-Hayat adlı eseri üzerinde de basım yeri ve yılı mevcut değildir. Ahmet Hamdi Efendi bu eserinde tarikatın adabı ve dini-şer'i hususları akıcı bir uslubla anlatmaktadır. Eserin ilk sayfasında yer alan mühürde "Tarikat-ı Aliyye-i Kadiriye fukarasından eş-şeyh Rizevi Ahmet Hamdi" yazısı okunmaktadır. Risalesinden şairliği olduğunu da anladığımız Ahmet Hamdi Efendi, asıl adının Osman olduğunu, üç yaşında iken babadan yetim kaldığını ve annesinin kendisini Ahmet diye çağırdığından bu adla anıldığını anlatmaktadır. Ahmet Hamdi Efendi'nin "Dibace" başlığıyla kaleme aldığı bu bölüm şöyledir.
Tıfıl idim tamam üçe irişince henüz yaşım Adım Osman, atam Yusuf, Kasım 'dı ulu kardaşım Fehüve hasbuhu minke pederim dünyadan gitti Yetimdim validem eşfakkayırırdıgarib başım Severdi çünki şevkjde çağırırdı bana Ahmed Bu isim ile olup mümtaz hezeran bihi nebbaşım Sınim seb'a saba veyken teğayyurdi veli halım Sarardım aynı kezzağfer bozuldu ruy-ı nekkaşım Esirger ekreb dirlerdi tesallutı bunun cindir Teannud çaregârlerle birkaç yıl oldu uğraşım Bulurdu canım silsilene işdi bende bilmezdim Tükenmez ulu bir derde girişmişdi meğer başım Kaçan on altıya irdim fail-i muhtarem bildim Nagehân bir seher esti hemin aşkjoldu yoldaşım Çirup tarik-ı meydanda tutuştum esmaya bir ay Revandır asla dinmedi o mahden beru göz yaşım Bu hodmalum tasavvuru tahayyurde idim on yıl Mine'l-kalbi ile'l-Hakğt sebilen buldu oynaşım Çörüp tayr-ı teferrucüm beni ta n etmesun kimse Tesadüfte ise düşdiyerine atılan taşım Fe-inne men lehul-hedye severler hasenat ebrar Yakınen anı seyyie diyendir benim kardaşım Okur her kim sözüm anlar bilür bu Ahmed'i kimdir Sanım hayr idugin bilmez mu'teriz olan kallaşım
Şeyh Ahmet Hamdi Efendi kitabın sonunda bu eseri, Bâb-ı Vâlâ-yı Seraskerî'de levazimat-ı umumiye lahm (et) temini göreviyle vazifeli baş memur Kaymakam Canbolat oğlu izzetlü Emir Osman'ın yardımıyla bastırdığını belirtmektedir. Osmanlı devletinde, Seraskerlik makamının 1828'de kurulup 1908'de kaldırıldığı dikkate alınırsa Şeyh Ahmet Efendi'nin de 1800'lü yılların ortasından sonra yaşadığı anlaşılır.