Şeyh Hacı Abdullah Efendi

Aslen Kırım'ın Kefe şehrindendir. Babasının adı Hacı Bekir Efendi, anasının adı

Hatice hanım, dedesinin adı Mahmud'dur. 1850'den sonra Rize'ye göç edip Yeniköy mahallesine yerleşen Hacı Abdullah Efendi Nakşbendî Tarikatı şey­hidir.

Rize Orta Camii yakınında inşa edilen büyükçe bir şadırvanın üst katında bir tekke yaptırarak burada postnişin oldu. Şeyh Hacı Abdullah Efendi'nin Ri­ze'deki faaliyetleri hakkında fazla bir malumat olmayıp, hakkındaki bilgiler daha ziyade 1868 yılı başında vuku bulan irtihali üzerine yazılan tereke ve ve-resesine dayanmaktadır.

Rize'de Kale mahallesinden Hacı Hasan Efendi kızı Aişe hatun ile evlen­mesi ve irtihali üzerine 5 Rebiülevvel 1285 (26 Haziran 1868) tarihinde Rize Şer'iye mahkemesi tarafından kaydedilen terekesinden anlaşıldığına göre kü­tüphanesinde, Yazma Kaside-i Bürde, Hadis-i Erba'in, basma Mev'iza kitabı, Karadavud Şerhi, Delailü'l-Hayrat, Şifa-i Şerif li-Aliy-yi'l-Kârî gibi eserlerden başka, evinde çuka, ihram, entare, iplik, küllük, yelek, şalvar, sarık, gecelik ka­vuk, mest, yorgan, tencere, güğüm, sofra, çaydanlık, çamur çanak, çamur ibrik, fes, kazma, balta, rugan, küçük seccade, batman, ibrik, iskemle, çekmece, keser, koyun postu, sepet, süpürge gibi alet edevat bulunmaktadır. İkamet ettiği Ye-niköy mahallesinde mülk olarak bir bahçe sahibi olması onun Rize'ye yerleş­tiğini göstermektedir.

25 Haziran 1868'de mahkemeye müracaat eden Aişe hatun, eşi Şeyh Ab­dullah Efendi'nin Kale mahallesinden İslamoğlu Hacı Mustafa Efendi'den 180 tam yüzlük mecidiye altın alacağını talep etmiş, anılan zât da, bu meblağı şahit­ler huzurunda ödeyip kayıt altına aldırmıştı.

Kaydedilen terekeden tüccar Mataracızade Mustafa Efendi'den alacak me­cidiye altun bedeli 18.000 kuruş, tüccar Hacı Mahmudzade Hacı Derviş Ağa zimmetinde 10.000 kuruş, bahçesinin değeri 10.000 kuruş, diğer eşyaları da 1019 kuruş olmak üzere toplam 39.019 kuruş olduğu görülmektedir.

Bu paradan eşinin mihir bedeli ve diğer işlemler için gerekli masraflar dü­şüldükten sonra kalan 26756 kuruş'un 3344'ü eşine, 23408'i de henüz ana kar­nında bulunan çocuğunun hissesine ayrılmıştı.

Babası Şeyh Hacı Abdullah Efendi'nin irtihalinden sonra doğup Hatice adı verilen tek çocuğu için, annesi Aişe hatun mahkemeye müracaat etmiş ve kendi babası olan Hacı Hasan Efendi'nin, torunu küçük Hatice'ye vasî tayin edilme­sini sağlamıştı.

21 Ekim 1868 tarihinde Şeyh Abdullah Efendi'nin kardeşi Hacı Selahaddin Efendi, Kırım'dan Rize'ye gelmiş ve mahkemeye müracaat ederek, Şeyh Efen-di'nin kardeşi olduğuna, halktan Mahmud oğlu Mustafa Efendi ile Hacı Mehmed Efendi bin Abdullah'ı şahit göstermişti. Şahitler de 1276 senesi Şaban ayı ortasında (1859) tekkede otururken Şeyh Efendi'nin bu zâtı göstererek "Bu benim er karındaşımdır deyu bi'd-defaat söylemişti" diye ikrarda bulununca, Hacı Selahaddin Efendi'nin isteğiyle tereke yeniden yazılmış ve bu sefer Kı­rım'da yaşayan kız kardeşleri Haşime, Tunbe ve Katibe hanımlara da hisse ve-rilmişti.

Yeni kayda göre değeri 35.195 kuruş olan terekeden, mihir, tekfin, ve saire masraflar düşüldükten sonra kalan 23.826 kuruşun 2978 kuruşu eşi Aişe ha-tun'a, 11913 kuruşu küçük kız Hatice'ye, 7146 kuruşu Selahaddin Efendi'ye, kalan meblağ da, Kırım'da ikamet eden üç kız kardeşine eşit olarak bölüştü­rülmek üzere Selahaddin Efendi'ye teslim edilmişti.

Şeyh Hacı Abdullah Efendi'nin tek evladı olan Hatice de, henüz iki yaşın­da iken vefat edince 1 Haziran 1870 tarihinde, babasından kendisine intikal etmiş olan 11913 kuruşun 348 kuruşu masraflara, kalan 11565 kuruştan 3855'lik hisse annesine, 7710 kuruşluk hisse de Rize'den ayrılmış bulunan amcası Hacı Selahaddin Efendi'ye ayrılmıştı.