Elde edilen bilgilere göre "XII. yüzyılda Türkistan'dan gelerek önce Hicaz, Şam ve Urfa civarlarında en sonunda da Çankırı ve Tosya bölgesine yerleşen Hacı Murad-ı Veli, Aliyülbüka'nın oğludur. Babası Aliyülbüka, uzun süre Halilürrahman'da kapıcılık yapmıştır. Halk arasında Aliyülbüka'nın dolayısıyla Hacı Murad-ı Veli'nin soyunun Hz. Ali'nin neslinden geldiği söylenmekte ise de son zamanlarda ele geçen ve
Orta ilçesinin Elmalı köyünden Himmetoğullarıdan Yusuf oğlu Hasan Doğan adındaki zat tarafından kopyası alınan bir şecereye göre Hacı Murad-ı Veli'nin XII. yüzyılda yaşadığı, muhitinde İslamiyet'in yayılması için çalıştığı, arzu edenleri tenvir ve irşat ettiği kaydolunmakta ve hocalarının da Türkistan'da yetişmiş âlimler olduğu bildirilmektedir. Yine aynı şecerede sülalesinin Hz. Ali mensubiyeti kaydedilmekte ise de bunun Aliyülbüka'nın uzun müddet Hicaz'da kalması ve Halilürrahman'da kapıcılık yapmasına bağlanmaktadır."
Türbe duvarına asılan Hacı Murad-ı Veli ile ilgili bilgilere göre Hacı Murad-ı Veli'nin Abdulgaffar, Pîr Ali Çelebi ve Elvan Seydi adında üç oğlu olmuş. Oğulları da Çankırı'da İslamiyet'i yaymak için büyük çaba sarf etmişler. Yörede Hacı Murad-ı Veli'nin Şeyh Şaban-ı Veli'yle ve Hacı Bektaş-ı Veli'yle kardeş oldukları anlatılır. Ayrıca inanışa göre türbesi Çankırı merkeze bağlı Handırı köyünde bulunan Hatçe Sultan, Hacı Murad-ı Veli'nin annesidir.
Seydiköy'de "Asa Suyu" adı verilen kaynak suyunun Hacı Murad-ı Velî tarafından çıkarıldığına inanılmaktadır. Anlatıya göre Hacı Murad-ı Velî, bir gün gezerken abdest almak istemiş, çevresinde su göremeyince asasını yere vurmuş ve: "Ya mübarek çık, ben abdest alacağım" demiş. Bunun üzerine asasını vurduğu yerden su çıkmış. Günümüzde bu kaynak suyu çeşitli hastalıklara şifa bulmak için içilmektedir.
Orta ilçesi Elmalık kasabasında yattığına inanılan Elvanseydi, inanışa göre günümüzde Seydiköy'de türbesi olan Hacı Murad-i Veli'nin üç oğlundan biridir. Babasının ikamet ettiği Seydiköy'den ne zaman ayrılıp ne zaman Elmalık yöresine geldiği bilinmemektedir. Ancak Çankırı'nın fethedilmeye başladığı yıllarda yöreyi İslamlaştırmak için geldiği tahmin edilmektedir.
Elvanseydi, günümüzde "Eski Cami" olarak bilinen caminin civarında salihler, âlimler, fakirler ve düşkünler için bir zaviye, zaviyenin yanına bir mescit ve hayvanlar için bir ahır yaptırmıştır. Elvanseydi'nin bu çalışmalarını duyan Çobanoğullarından Mahmut Bey, kendi mülk toprağı olan Elmalık toprağını Elvanseydi'ye bağışlayarak bir vakfiye hazırlatmıştır. Hicri 698, Miladi 1298 tarihinde yazılan ve "Elmalık Seyyid-i bin Musallih Seyidi Vakfiyesi" adını alan bu vakfiye halen Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivindeki 1766 numaralı defterin 396 nolu sayfasında kayıtlıdır. Bu vakfiyeden anlaşıldığına göre Elvanseydi, 1298 tarihinden çok önce Elmalık kasabasına gelmiş ve zaviyesini açmıştır.1298 tarihinden 19. yüzyılın sonlarına kadar Elvanseydi'nin soyundan gelenler sözü edilen zaviyenin şeyhliğini yapmışlardır.