Pîr-i Sânî Çerkeşî Hacı Mustafa Efendi

Çerkeş ilçesinde Kadınşah Camii'nin bitişiğinde yattığına inanılan Pîr-i Sânî Çerkeşî Hacı Mustafa Efendi'yle ilgili bir anlatıya göre Pîr-i Sânî Hazretleri'nin Mahmut isminde bir hizmetçisi varmış. Bir gün Pîr-i Sânî Hazretleri, Çerkeş yakınlarındaki değirmene giderken yolda rastladıkları köstebeklerin çıkardıkları topraklara asayla dokunmuş ve topraklar altın olmuş. Hizmetçisi Mahmut, Pîr-i Sânî'nin arkasından yürürken gizlice bu altınlardan alarak ceplerine doldururmuş. Dönerlerken Pîr-i Sânî Hazretleri, Mahmut'a: "Altını ne de çok seviyorsun. Toprakları altın diye ceplerine doldurdun, bak ceplerinde ne var?" demiş. Mahmut, ceplerine bakınca toprakla dolu olduğunu görmüş ve ceplerini boşaltmaya başlamış. Bunun üzerine Pîr-i Sânî: "Altına düşkün olmayanlara topraklar altın olur, altına düşkün olanlara ise altınlar toprak olur" demiş.
Pîr-i Sânî Çerkeşî Hacı Mustafa Efendi, sabah vakitlerinden önce kapıya gelen bir geyiğe binerek kaybolur, sabah vakti camide hazır bulunurmuş. Ayakkabılarının içinde her gün çöl kumu bulan hanımı, bu kumları bir torbaya koyup saklarmış.
Pîr-i Sânî Hazretleri, dünyaya gelince, dedesi Vehbi Sultan'ın kucağına verilmiş. Vehbi Sultan, torununu koklayıp, okşadıktan sonra: "Bu çocuk, halveti, halveti diyor. İnşallah, Halvetiyye şeyhlerinin büyüklerinden olacak" demiş. Yıllar sonra Vehbi Sultan'ın söyledikleri gerçekleşmiş.

bir gün Pîr-i Sânî Hazretleri, müritlerine sohbet ederken bir taraftan da bastonuyla Aliözü köyünde bahçe sulayan arkadaşı


Mustafa Efendi'nin suyunu kesiyormuş. Aralarında kalp diliyle konuşan iki arkadaştan Mustafa Efendi, "yapma" dedikçe Pîr-i Sânî Hazretleri suyu kesmeye devam ediyormuş. Sonunda sinirlenen Mustafa Efendi, küreğini çamura daldırıp bir kürek çamur fırlatmış. Fırlattığı çamur Pîr-i Sânî Hazretleri'nin kapısına vurunca müritleri çıkan sesten korkmuşlar. Pîr-i Sânî Hazretleri tebessümle: "Korkmayın, Mustafa Efendi'yi kızdırdım, o da bana çamur attı" demiş.